Felsefe 0limpiyadı Nedir?

Türkiye Felsefe olimpiyadı (TFO),  Türkiye Felsefe Kurumu Çocuklar İçin Felsefe (TFK-ÇİF) Birimi tarafından her yıl lise öğrencileri arasında düzenlenen felsefi deneme yazma yarışmasıdır. Bu yarışma, Uluslararası Felsefe Olimpiyadlarının  (IPO) ulusal aşamasıdır. Türkiye’yi her yıl IPO da temsil edecek öğrenciler TFO da ilk on dereceyi alan öğrenciler arasından yabancı dil sınavı yapılarak seçilmektedir. 

 IPO, 1993 de Sofya Üniversitesi’nin girişimiyle Bulgaristan’dan Ivan Kolev, Türkiye’den Nuran Direk, Romanya’dan Florina Otet, Polonya’dan Wladyslaw Krajewski ve Almanya’dan Gerd Gerhardt gibi kurucu üyelerin çabalarıyla kurulmuştur. TFK Başkanı, İoanna Kuçuradi’nin çabalarıyla Dünya Felsefe Federasyonu himayesinde, UNESCO tarafından desteklenen bir organizasyondur. En önemli amacı, lise öğrencileri düzeyinde özgür ve çağdaş eğitimin vazgeçilmez temeli olan felsefeye sevgi ve ilginin artmasını sağlamaktır. UNESCO, felsefe eğitimini demokrasi eğitiminin vazgeçilmez bir parçası olarak görmekte ve orta öğretim düzeyinde demokratik kültürün oluşmasına katkısı dolayısıyla IPO’yu desteklemektedir. Türkiye 1993 başından beri her yıl IPO’ya katılmaktadır.  1996 da İstanbul’da ve 2007 de Antalya’da olmak üzere iki kez IPO’ya  ev sahipliği yapmıştır.

TFO 1997 yılından beri her sene MEB izniyle düzenlenmektedir.  Kasım sonunda veya Aralık başında bir pazar günü ilan edilen merkezlerde aynı gün ve saatte uygulanmaktadır. Duyurular MEB tarafından bütün ortaöğretim kurumlarına yapılmaktadır. TFO ya  (sınav merkezi olan ve bir önceki yıl ilk iki dereceye giren liseler dışında) her lise bir öğrenciyle katılabilmektedir. Her okul adayı felsefe öğretmenince belirlenmektedir. Sınavda öğrencilere filozoflardan seçilmiş üç alıntı verilmekte ve öğrencilerden seçtikleri bir alıntının konusu olan probleme ilişkin felsefî bir deneme yazması istenmektedir.   Öğrencinin alıntının alındığı filozofun felsefesi hakkındaki bilgisi değil,  tutarlı bir şekilde alıntıyı yorumlaması beklenmektedir. Yazılar ilkönce bölgesel jüriler tarafından incelenmekte ve 100 puan üzerinden değerlendirilmektedir.  Jüri yazıları şu açılardan sorgular: 

Deneme, seçilen konuya uygun mu?
Alıntıda ileri sürülen problem doğru anlaşılmış mı?
Denemenin savunduğu bir tez var mı?
Denemenin tezi kanıt ve örneklerle destekleniyor mu?
Felsefe kavramları doğru kullanılıyor mu?
Felsefi referansları yerinde ve doğru mu?
Denemesinde karşıt tezleri dikkate alıyor ve onları eleştirebiliyor mu?
Giriş bölümünde savunacağı tezi ya da izleyeceği yolu belirtiyor mu?
Sonuç bölümünde deneme boyunca ileri sürdüğü savların bağlantılarını gösteren bir özet veriyor mu?
Yeni ve yaratıcı sorular, görüşler ortaya koyuyor mu?
Yazının başlığı denemenin yapısına uygun mu?
Deneme Değerlendirme Ölçütleri:

1. Referans (30 puan):  Verilen alıntının konusunu ve yanıtladığı soruyu ve savunduğu tezi anlama boyutu,   alıntının yorumlanmasına ilişkin verilen felsefî/ edebî/ bilimse/ sanatsal bilgi ve referansların uygunluğu.

2.  Temellendirme, tutarlılık (30 puan):  Tezini mantıksal olarak temellendirme ve kanıtlama gücü.

3. Özgünlük (30 puan): Görüşünü özgün bir biçimde ortaya koyma becerisi, yazının çekiciliği ve yaratıcılığı, yazının organize ediliş biçimi.

4. Felsefe dilini kullanma (10 puan): Felsefe kavramlarını yerinde ve doğru kullanma becerisi;

Değerlendirme ölçütleri olarak belirlenmiştir.

 

Değerlendirme Süreci:

İlk elemeler bölgesel jüriler tarafından yapılır.  Her kâğıt üç jüri üyesi tarafından okunur ve değerlendirilir. Bu elemede ortalama 60 puanın üzerinde not alan yazılar ikinci elemeye kalır.   Ortalaması 60 puan üzerinden olan öğrencilerin yazıları ikinci inceleme yapılması için Türkiye Jürisine gönderilir.

            Türkiye jürisinde bölgelerden gelen ilk elemeyi geçmiş öğrenci yazıları yeniden üç jüri üyesi tarafından okunur. Birinci inceleme puanları dikkate alınmaz. İkinci incelemede 60 puan üstü derecelendirilir. İlk beş dereceye giren öğrencilerin yazıları TFK başkanı ve üyelerinden oluşan bir jüri tarafından okunur ve TFO altın, gümüş ve bronz madalya alan öğrenciler belirlenir ve ödüllendirilir.  İlk on dereceye giren öğrenciler TFK yayınlarıyla ödüllendirilirler. Ayrıca IPO da ülkemizi temsil edecek öğrencileri belirleyecek yabancı dilde deneme yazma sınavına girmeye hak kazanırlar. Yabancı dilde deneme yazma sınavında ilk iki dereceye giren öğrenciler o yıl ülkemizi yurtdışında temsil ederler.

 

Amacımız doğru düşünen, düşündüklerinin hesabını verebilen ve bu hesabı verirken felsefi bilginin kaynaklarından yararlanmasını bilen gençlerin önünü açmak, onların kendilerini ve dünyayı tanımalarını; ülke ve dünya problemlerini görmelerini ve bu problemler üzerinde özgün düşünceler üretebilmelerini mümkün kılacak tutarlı düşünme alışkanlığı kazandırmaktır.

 

Nuran Direk 

Türkiye Felsefe Kurumu

Çocuklar İçin Felsefe Birimi Başkanı

 

 

 

 

TFO- IPO TARİHÇESİ

1993

I. IPO Smolyan. BULGARİSTAN

Çocuklar antikadır. Novalis
Yuva, bir peyzaj olmaktan çok zihinsel bir kurgudur. Gaston Bachelard.
“Zaman olmasaydı “şimdi” olmazdı, “şimdi” olmasaydı zaman olmazdı. Aristoteles.
Gördüğümüz her şey başka türlü olabilir. Wittgenstein
IPO dereceleri:

Banu Bargu. Derecesi 21. İstanbul Amerikan Robert Lisesi

Emre Deliveli. Derecesi 31 İstanbul Amerikan Robert Lisesi

 

1994

II. IPO. 1994 Petrich. BULGARİSTAN

1.Eğer bacakların ve kolların kendi iradeleri olsaydı, asla  bükülme durumunda kalmazlardı . Pascal

2. Nereye gitti zaman? Derin kuyulara dalmadım mı ben? Dünya uyuyor. Nietzsche

3.İnsan, insan için bir tanrıdır. Spinoza

IPO dereceleri:

Ömer Turan . Derecesi 20. İstanbul Özel Saint Benoît Fransız Lisesi

Özlem Ekmekçi. Derecesi.27. İstanbul Özel Saint Benoît Fransız Lisesi

 

1995

III.IPO. 1995 Stara Zagora. BULGARİSTAN

1.Herkes bir başkasıdır ve hiç kimse kendisi değildir. Heidegger

2. Aslında kendimizi var-olmayan olarak düşünmemiz imkansızdır. Unamuno

Şu öncülden mi başlamalıyız: Bir kimsenin adaletsiz davranması tamamen yasaklanmalı mı yoksa bazı hallerde izin mi verilmeli ? Platon
Felsefeci olmak daima yolda olmak demektir ; felsefede sorular, yanıtlardan daha asıldır. Jaspers.
 

IPO dereceleri:

Ayşegül Bayraktar. Derecesi 11. İstanbul Özel Saint Benoît Fransız Lisesi

Sadok Kohen.  Derecesi 13  ve (Jüri Özel Ödülü) İstanbul özel İtalyan Lisesi

Demet Dinler. Derecesi 14. İstanbul Özel Saint Benoît  Fransız Lisesi

 

1996

IV.IPO 1996 İstanbul. TÜRKİYE

 

Hiçbir  doğru yoksa, her şeye izin verilmiştir. Nietzsche
Dünyadaki kötülük, neredeyse daima cehaletten gelir ve iyi niyet  aydınlanmamışsa kötü niyet kadar zarar verebilir. Camus
Dilinin sınırları, dünyanın sınırlarıdır. Wittgenstein
İnsanlığı kendinde ve başkalarında bir araç olarak değil, bir amaç olarak görecek gibi davran . Kant.
IPO dereceleri:

Ceren Akman. Derecesi (Altın) 1. İstanbul Amerikan Robert Lisesi

Fasih Sayın. Derecesi 3. (Bronz) İstanbul Özel Saint George Avusturya Lisesi

Ayşe Borovalı.  Derecesi 7. İstanbul  Özel Amerikan Robert Lisesi

Deniz Tuncel. Derecesi 12. İstanbul Koç Özel Lisesi

Emre Huner. Derecesi17.İstanbul Özel İtalyan Lisesi.

Çağla Tekin. Derecesi 20 İzmir Amerikan Lisesi.

Selin Kılıçoğlu. Derecesi 22. İstanbul. Özel Saint Benoit Fransız Lisesi

Evrim Güven. Derecesi 23 İzmir Tevfik Fikret Lisesi

Işık Canan Gedik. Derecesi 25. Özel Atanur Oğuz Lisesi

 

1997

1997 I. Türkiye  Felsefe olimpiyadı  soruları:

Hesabı verilemeyecek bir yaşam, insan için yaşanmaya değmez.
Platon. Sokrates’in Savunması. M:E.B. Yayınevi.

Ancak yeterince bilmediğimiz bir şey üzerinde yargıda bulunduğumuz zaman yanılırız. Descartes. Felsefenin İlkeleri. M:E:B Yayınevi.
Sanatta kendisini gösteren, açığa çıkan her zaman hayattır, insanî olandır.
Takiyettin Mengüşoğlu. İnsan Felsefesi. Remzi Kitabevi.

Her konunun izin verdiği ölçüde kesinlik aramak, eğitilmiş kişinin özelliğidir.
Aristoteles. Nikomakhos’a Etik. TFK Yayınları

TFO Dereceleri:

Elif Aksoy (Altın) (İzmir Amerikan Lisesi)
Anıl Zenginoğlu (Gümüş) ( Özel Saint George Avusturya Lisesi)
Tuğrul Can Korel (Bronz) VKV Özel Koç Lisesi
 

V. IPO. 1997 Varşova. POLONYA
Felsefe bir bilim midir? W.Krajewski
Kuvvetsiz adalet iktidarsızdır, adaletsiz kuvvet zorbadır. Pascal.
Sanatçı, bizi dünyaya kendi gözleri ile baktırır. Schopenhauer
Bir kimsenin hakikati, hakikatin kendisi için aramasının biz pragmatistler için bir anlamı yoktur. Biz,  hakikati bir soruşturma amacı olarak göremeyiz. Bir soruşturmanın amacı, bundan daha çok, insanların, yapacakları şeyler, ulaşmak istedikleri amaçlar, amaçladıklarına ulaşmak için kullanacakları araçlarla ilgili bir anlaşmadır(...)
Nesnelerin verebileceğimiz bütün tanımları, bizim amaçlarımıza uydurulmuş tanımlardır (...)

Bilmemiz gerekenin tümü, birbiriyle rekabet eden bu tanımlardan hangisinin maksadımıza daha yararlı olduğudur. R.Rorty

      IPO dereceleri:

Anıl Zenginoğlu. Derecesi 5. İstanbul Özel Saint George Avusturya Lisesi

Elif Aksoy .Derecesi 16 İzmir Özel Amerikan Lisesi

 

1998

II.Türkiye Felsefe Olimpiyadı  Soruları:

İnsanları tedirgin eden olan biten değil, olan bitenle ilgili inandıklarıdır. Epiktetos.
İnsanların sahip oldukları bilgiler arasında en yararlı ama en az ilerlemiş olanı, insan hakkındaki bilgidir. Delphoi tapınağındaki bir yazıtın (kendini tanı) tek başına, ahlâkçıların bütün iri kitaplarından çok daha önemli ve güç bir kural olduğunu söylemeye cesaret ediyorum. J.J.Rousseau.
Dilin insan yaşamına en önemli katkısı, düşünmede kendini açığa vurur. Nermi Uygur.
 

TFO Dereceleri:

Hakan Yücefer ( Altın) İstanbul Saint Benoît Özel Fransız Lisesi
Cevat Yıldırım (Gümüş) Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi
Kerem Alptekin (Bronz) İstanbul Özel Saint George Avusturya Lisesi
 

VI. IPO 1998 Braşov. ROMANYA.

Aslında yan yana iki çeşit ahlaka sahibiz, birisi öğütlediğimiz ama uygulamadığımız, diğeri uyguladığımız ama nadiren öğütlediğimiz... B.Russell
İnsan başkaları tarafından yaratılmıştır. Montaigne.
Dünyayı görüş tarzımız, onu görmek istediğimiz tarzdır. Schopenhauer
Her hal ve durumda,  benim faaliyetimi doğrudan arttırmayan ve canlandırmayan her şeyden tiksinirim. Goethe

 
 

IPO dereceleri:

      Cevat Yıldırım. (Bronz) Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi

      Hakan Yücefer İstanbul Saint Benoît Özel Fransız Lisesi

 

1999

III. Türkiye Felsefe Olimpiyadı  Soruları:

İnsan için ne bildiği şey üzerinde araştırmada bulunmak mümkündür, ne de bilmediği şey üzerinde; bilinen şey üzerinde araştırma lüzumsuzdur, çünkü zaten bilinir. Bilinmeyen şeye gelince, ne araştırılacağı bilinmediği için araştırma olmaz. Platon. Menon.80 e
 

Bir insan düşünürken sözcüklere dikkat etmelidir; çünkü sözcükler, sahip olduklarını düşündüğümüz anlamlarının yanı sıra,  onları kullananın kişiliğini, eğilimlerini ve ilgilerini  de gösterirler. Erdemlerin ve kötülüklerin adları işte böyledir, birinin bilgelik  dediğine başka biri korkaklık; birinin vahşet dediğine başka biri adalet; birinin savurganlık dediğine başka biri eli açıklık; birinin ağırbaşlılık dediğine başka biri budalalık diyebilir.
Hobbes .Leviathan. Yapı Kredi  yayınları.S.40.

 

İlkel toplulukların saygı gösterdiği “başkası” sadece kendi soyu sopu, uluslar için de sadece kendi ulusudur. Ancak bütün bunların üstünde olabilen az sayıda filozof kişiler için “başkası” bütün insanlardır.
Bedia Akarsu. Ahlâk Öğretileri. Remzi kitabevi.1965.S.7

 

TFO Dereceleri:

1.Yusuf Yıldırım (Altın)  İstanbul Vefa Anadolu Lisesi

2. Ferhat Taylan (Gümüş) İstanbul Saint Benoît Özel Fransız Lisesi

3. Hakan Yücefer (Bronz) İstanbul Saint Benoît Özel Fransız Lisesi

 

VII. 1999 Budapeşte. MACARİSTAN

1.Dünyanın içinde ya da dışında , iyi niyetten başka hiçbir şey şartsızca iyi olarak algılanamaz. Kant

2. Arzu insanın özüdür. Spinoza

3.“Yasalar” dediğimiz şeyler, daima daha geniş bir teoriler sisteminin parçası olan  formlardan oluşan varsayım ya da tasavvurlardır. Öyleyse hiçbir şekilde yalıtılmış bir biçimde incelenemezler. K.R.Popper

Bilgi iktidar mıdır? F.Bacon
 

IPO dereceleri:

Ferhat Taylan. (Bronz)  İstanbul Özel Fransız Saint Benoît Lisesi

Yusuf Yıldırım. İstanbul Vefa Anadolu Lisesi. Derecesi 15

 

2000

IV. Türkiye Felsefe Olimpiyadı  Soruları:

 

Özgür kişi, her gün yaşarken, yapabildiği kadar çok, değerlendirmelere dayanarak ve insanın değeri ile değerlerin bilgisini de hesaba katarak eylemde bulunan kişidir.
İoanna Kuçuradi .Çağın Olayları Arasında. Ayraç Yayınevi. 1997.s.50

Genel kültüre sahip olma” denilen illete tutulmuş, ama hayatında üslup (stil) birliği olmayan bir çağ, felsefeyle ne yapacağını bilemeyecektir ve hakikatin koruyucu meleği felsefeyi sokaklarda, çarşıda- pazarda herkese duyursa bile, böyle bir çağda felsefe, daha çok, yalnız gezegenin bilgince monologu, kişinin bir rastlantı sonucu eline geçen bir ganimet, ya da akademik ihtiyarlar ile çocuklar arasında tehlikesiz bir gevezelik olarak kalır.
Friedrich Nietzsche Yunanlıların Trajik Çağında Felsefe.

Adaletin felsefi teorisini anlamak ahlaksal bir ödevdir, çünkü onu yanlış anlamanın ölüme yol açan    
sonuçları vardır.

Jonathan Westphal. Justice. Introduction.p.xxv. Hackett Publishing. 1996

TFO Dereceleri:
Onan Günöz (Altın) İstanbul Özel Alman Lisesi
Ertuğrul Aktaş (Gümüş) İstanbul Özel Eyüboğlu Lisesi
Ekin Dedeoğlu (Bronz) İstanbul Amerikan Robert Lisesi
 

VIII. IPO. 2000.Münster. ALMANYA     
Zaman kendi başına varolan bir şey değildir (...)  Öyleyse zaman  bizim (insan) görülerimizin sübjektif koşuludur. (...) ve bundan ötürü süjeden  ayrı ele alınırsa  kendi başına bir hiçtir. Kant.
İlkel toplumdan uygar topluma geçiş insanda fark edilebilir bir değişiklik yaratmış; içgüdü yerine adaleti bir yönetim kuralı olarak koymuş, ve hareketlerine önceden eksik olan ahlaki niteliği katmıştır. Rousseau.
Amipten insana kadar uzanan  süreç filozoflara bir ilerleme olarak görünmüştür
Yine de amiplerin bu fikre katılıp katılmayacakları  bilinmiyor- B. Russell.
Bütün  insanlar doğal olarak bilmek isterler. Aristoteles.
 

IPO dereceleri:

Onan Günöz. İstanbul Özel Alman Lisesi. Derecesi 13 ve (Jüri özel ödülü- Alman dilinde en iyi deneme)

Ertuğrul Aktaş, İstanbul Özel Eyüboğlu Lisesi

 

 2001

 V. Türkiye Felsefe Olimpiyadı soruları:

 

Sanat, ancak onun yardımıyla, dünyada olup bitenleri görüp kavramamıza yardımcı olacak bir tür “dünyaya açılan pencere”, sihirli bir küredir insanlar için. Bu bakımdan her gerçek sanat yapıtını anlama bir keşiftir, insanda ve yaşamda bilinmeyenin keşfedilişidir.” Moissej Kagan, Güzellik bilimi olarak Estetik ve Sanat Altın kitaplar,İstanbul,1982.s.437.
Felsefe, herhangi bir konunun “istenildiği gibi” açıklaması değil, belirli sorunların, belirli konuların “temellendirilmiş” çözüm ve açıklamasıdır. Arda Denkel. Bilginin Temelleri. Çev. Aziz çalışlar.Metis Yayınları,İstanbul 1984, s.124
Küreselleşme teorisyenleri , eskisinden daha geniş bir dünyayla buluşmakta olanlar insanlar ile eskisinden daha dar bir dünyayla karşı karşıya kalanlar arasında ortaya çıkmakta olan uçurum üzerinde biraz düşünseler iyi olur.” Martin Stokes. “Kültür Endüstrileri ve İstanbul’un küreselleşesi” İstanbul Küresel ile Yerel arasında. Çev. Çağlar Keyder. Metis yayınları, İstanbul, 1999. S.166
 

 

 

TFO Dereceleri:

Mert Bahadır Reisoğlu(Altın) İstanbul Amerikan Robert Lisesi
Beyza Kaya  (Gümüş) Antalya Metin Nuran Çakallıklı Anadolu Lisesi
Safiye Ünal (Bronz)  İstanbul, Özel Coşkun Lisesi
 
IX. IPO 2001.Philadelphia. ABD
 

Geleneklerden türemiş olan vicdanın yasaları, bize doğadan çıkarılmış gibi  görünür.
       Montaigne. Denemeler. 1595. Bölüm XXII.

Eğer sınırsız hoşgörümüzü,hoşgörüsüzleri de içine alacak kadar genişletirsek ve hoşgörülü bir toplumu, hoşgörüsüzlerin saldırılarına karşı koruyacak tedbirleri almazsak, hoş görenlerle birlikte, hoşgörü de yok edilmiş olacaktır.
 K.R. Popper. The Open Society and its Enemies. Vol.I. Routledge, London. 1945.p.265

Ne yapmak istediğimi düşündüğümde, kendimi iyi hissettiren her şeyi iyi, kötü hissettiren her şeyi kötü bulduğumu anladım. 
J.J.Rousseau.

Devlet olmadıkça, herkes herkese karşı daima savaş halindedir. Burada şu açıkça görülür ki insanlar hepsini korku altında tutacak genel bir güç olmadan yaşadıkları vakit, savaş deniler durumun içindedirler; ve bu savaş herkesin herkese karşı savaşıdır.
Hobbes. Leviathan. Bölüm.XIII.

 

IPO Derecesi:

Mert Bahadır Reisoğlu. İstanbul Özel Amerikan Robert Lisesi  ( Dokuzuncu)

Beyza Kaya, Antalya Metin Nuran Çakallıklı Anadolu Lisesi

 

2002

VI. Türkiye Felsefe Olimpiyadı Soruları

 1.  “Uygarlığın ilk koşulu adalettir”.

 S. Freud. Uygarlık ve Hoşnutsuzlukları. Çeviren: Selçuk Budak. Öteki   Yayınevi. , Ankara, 1999, s.281

“ Eğer bir halkın bu korkunç çağı sağ salim atlatması isteniyorsa, alınacak önlemlerden bir tanesi şudur: halkın içinde yeterli sayıda kişinin, üstünde konuşulan, tartışılan, uğruna savaşılan ve insanların boğazlanmasına yol açan bazı fikirlerin ipe sapa gelmez ve son derece havada kalan şeyler olduğunu anlamasını sağlamaktır.”
Ortege y Gasset, İnsan ve Herkes. Çeviren: Neyire Gül Işık, metis Yayınları, İstanbul, 1995, s.15

 Bilimde olduğu gibi ahlâkta da icat ve keşif birbiri ardından gelir ve birbirinin içine girer. Her ahlâki yenilik önce bir icat, sonra bir keşiftir
Hilmi Ziya Ülken. Ahlâk. Ülken yayınları,İstanbul,2001,s.193.

TFO Dereceleri:

Deniz Günce Demirhisar (Altın)  Sainte Pulchérie Özel  Fransız Lisesi
Çağla Cömert ( Gümüş) İstanbul ÖzelAmerikan Robert Lisesi
Damla Şat (Bronz) Ankara Özel Bilkent Lisesi
 

 X.IPO. 2002.Tokyo. JAPONYA (12- 17 Mayıs )

Demek ki biraz önce tanımladığımız adil insan  kavramına bir ekleme yapmamızı mı istiyorsun? Demin: “Adil olan  dosta iyilik, düşmana kötülük etmektir” demiştik. Şimdi şunu katacağız: “Dosta iyiyse iyilik etmek, düşmana kötüyse kötülük etmek adildir” diyeceğiz.
Platon, Devlet 335b

Geçmişi hatırlayamayanlar, onu tekrar üretmeye mahkumdurlar.” 
Santayana

Bir noktanın siyah ya da beyaz olduğunu söyleyebilmek için, önce bir noktaya ne zaman siyah, ne zaman beyaz dendiğini bilmem gerekir; ‘P’ye doğrudur (ya da yanlıştır) diyebilmek için, “P”ye hangi koşullarda doğru diyeceğimi belirlemiş olmam gerekir, böylelikle tümcenin anlamını belirlemiş olurum
L.Wittgenstein, Tractatus Logico Philosphicus. 4.063

 

Başka bir paradoks şudur: Eğer Tanrının varlığı mutlak olarak doğruysa şeytanın da doğruluğu mutlaktır. O  zaman yalnızca Tanrının her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten olduğu söylenemez [!] Mutlak Tanrının kendi içinde mutlak reddini de taşıması gerekir ve Tanrının  en  yüksek kötülüğe alçalması gerekir. 
Nishida Kitaro 1875-1945, Last Writings Nothingness and the Religious

IPO derecesi:

Deniz Günce Demirhisar (Mansiyon ve dördüncülük) Sainte Pulchérie Özel  Fransız Lisesi

Çağla Cömert, İstanbul ÖzelAmerikan Robert Lisesi

2003

 

VII. Türkiye Felsefe Olimpiyadı Soruları:

 

1. “Dünyayı esirgemek için aramızdaki barışa ve kendimizi esirgemek için de dünya ile barışa karar vermek zorundayız.”

Michel Serres, Doğayla Sözleşme  Çev: Turhan Ilgaz, Yapı Kredi Yay, Istanbul. 1994 s.37
 

2.“Şiddet araçlarının teknik gelişimi artık öyle bir noktaya geldi ki, hiçbir siyasal amaç, insan aklının sınırları içinde, bu araçların yıkıcı potansiyeline denk değildir; ne de silahlı çatışmalarda bu araçların fiilen kullanımını haklı kılabilir.”

Hannah Arendt, Şiddet Üzerine Çev: Bülent Peker, İletişim Yay. Istanbul, 1997 s.9

 

 

3.Başkalarının düşüncelerini kavramanın, anlamanın yolu da ortak kavramlara sahip olmaktan geçer.”

Betül Çotuksöken, Felsefi Söylem Nedir? Kabalcı Yay. İstanbul 1993 s.47

 

TFO Dereceleri:

1.Sezen Kayhan (Altın)  Ankara Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi

2.Mete Tuzcu (Gümüş) İstanbul Özel Amerikan Robert Lisesi

3. Taylan Takan(Bronz), Özel MEF Lisesi

 

XI.IPO. 2003. Buones Aires -ARJANTİN

 

Doğadan çıkardığımızı sandığımız vicdan yasaları, adetlerden türetilmiştir.
Montaigne, Denemeler, Kitap I, Bölüm XXII

Savaş için silahlanmış devletler, filozofların sürekli barışı mümkün kılacak koşullar hakkındaki kurallarını göz önünde bulundurmalıdırlar.
Kant, Ebedi Barış Üstüne, Bölüm: Sürekli Barışın Gizli Maddesi

Kendi içimizde bulduğumuz ve haklı olarak başkalarında da bulunduğunu düşündüğümüz bu saldırganlık eğiliminin varlığı, komşularımızla ilişkilerimizi rahatsız eden ve uygarlığı böylesine yüksek bir çaba harcamaya zorlayan bir etkendir. İnsanlar arasında bu karşılıklı düşmanlık yüzünden uygar toplum sürekli çözülme tehdidi altındadır.
Freud, Uygarlık ve Hoşnutsuzlukları

IPO Dereceleri:                                                                               

Mete Tuzcu ( Mansiyon) İstanbul, Amerikan Robert Lisesi 

Sezen Kayhan (Mansiyon) ( Ankara Güzel Sanatlar Anadolu Lisesi

 

2004

 

VIII.Türkiye Felsefe Olimpiyadı  Soruları

 

1. ‘‘Tüm uluslar gibi bireyler de kendilerinin uygarlık dedikleri şeyi gerçek uygarlık saymaya ne denli yatkınlar: öğrenimini bitirmek, tırnaklarını temiz tutmak, terziye, berbere gitmek, yurtdışına çıkıp gezmek; böylece tamamlanmış oluyor en uygar insan. Uluslara gelince; olabildiğince çok demir yolu, akademi, sanayi kuruluşları, savaş gemileri, kaleler, gazeteler, kitaplar, partiler, parlamentolar, böylece tamamlanmış oluyor en uygar ulus da. Bu nedenle, uluslar gibi yeter sayıda birey de uygarlıkla ilgileniyor, ama gerçek aydınlanmayla ilgilenmiyor. Bunlardan birincisi kolaydır, onaylanan bir şeydir. İkincisiyse büyük çabalar gerektirir, bu nedenle de büyük çoğunluk tarafından her zaman nefret ve düşmanlıkla karşılanır; çünkü uygarlığın aldatmacasını açığa çıkarır.’’ 

 Tolstoy- İlkesiz Yaşam

2.Bilginin her çağda artması olgusundan kalkarak, insanlığın da her çağda ileri gittiği sonucunu çıkarmak doğru mudur?

 Uluğ Nutku İnsan Felsefesi

 

3.“Adalet, her kişiye borçlu olunanı vermektir.”

 Platon, Devlet, 335e

 

TFO Dereceleri:

Mert Bahadır Reisoğlu (Altın)  İstanbul Amerikan Robert Lisesi
Funda Üstek (Gümüş)  İstanbul Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi
Melek Çetin (Bronz)  Antalya Metin Nuran Çkallıklı Anadolu Lisesi
 

XII. IPO 19-22 Mayıs 2004  Seul-KORE

 

1.Sağduyu tarafından özgürlüğe karşı kullanabilecek en kesin kanıtlardan biri bize güçsüzlüğümüzün hatırlatılmasıdır. Durumumuzu değiştirmek  arzusundan uzak olduğumuz, kendimizi değiştirmeye muktedir olmadığımız ileri sürülür. Ben ne  sınıfımın ne milletimin ne ailemin kaderinden kaçmada “özgür”değilim ya da kendi gücümü ve talihimi yaratamam ya da en önemli açlıklarıma ve alışkanlıklarıma hakim olamam.

Jean-Paul Sartre, Being and Nothingnes

 

2.Hakikat istenci eleştiri talep eder – ödevimizi bu yolda tanımlayalım-Hakikatin değeri ilkin deneyimin yolunda olmalıdır, ve soru olabilmelidir. 

Friedrich Nietzsche:  On the Genealogy of Morals, 3-24

 

3.Aslında tarih bize ait değildir, biz tarihe aitiz.    

 Hans-Georg Gadamer: Truth and Method, 1989

 

4. Bilim felsefeye gereksinir mi?

 

IPO derecesi:

Mert Bahadır Reisoğlu(Gümüş)  İstanbul Özel Amerikan Robert Lisesi

Funda Üstek, İstanbul Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi

 

2005

 

IX. Türkiye Felsefe Olimpiyadı Soruları

 

1. “Köklerini bilmek yalnızca  büyük babalarının nereli olduğunu ve  nelere katlandığını bilmek değildir. Aynı zamanda fikirlerinin nereden geldiğini ve onlara niçin inandıklarını, ahlâki ve estetik duyarlılıklarının nereden geldiğini bilmek demektir.”

Neil Postman , Technopoly, Vintage Books, New York 1993,  s.189.

 

2. “İnsan soyu sürekli olarak daha iyiye doğru ilerlemekte midir?” 

Immanuel Kant, Der Streit der Fakultäten (Fakültelerin Çatışması)

, Kant Werke in Zwölf Bänden XI, Insel Verlag, Frankfurt am Main 1964, s.351

 

3. “Bilim ve teknik, bugün insanlığın karşısında bir tehdit olarak görünüyorsa, ne bilim ne teknik yüzündendir bu; tersine bizim bilinçsizliğimizdendir.”

Server Tanilli, “Geleceğin Felsefesi”, Felsefelogos 13, 2001/1, s.26.

 

TFO Dereceleri:

1.Ebru Öztürk (Altın) Bursa Erkek Lisesi

2. Sezen Ünlüönen (Gümüş)(TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi

3.Çiçek İlengiz (Bronz) Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi

 

XIII. IPO 19-23 Mayıs 2005  Varşova POLONYA

 

Eğer ülkemle arkadaşıma ihanet etmek arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsam keşke ülkeme ihanet etme cesaretim olsa derim.
E.M.Forster, “What I beleive” in Two Cheers for Democracy , Penguin Book,1965,P.76

 

Bugün, hakikat çok sayıda söylem evrenleri içine öylesine dağıtılmıştır ki  artık bunları bir sıra düzenine (hiyerarşi) koymak mümkün olmuyor. Yine de bu söylemlerin her birinin içine nüfuz ederek aramakta  inat edersek, herkesi ikna edecek taraflar bulabiliriz.
Jurgen Habermas, in Sinn und Form, November/December 1989, abgedruck in:taz vom 17.01.1990

 

 
Hedonizm, pesimizm, utilitarizm, eudaimonizm –  bütün bu sistemler şeylerin değerini  onlara eşlik eden  haz ve acıyla ölçerler. Dolayısıyla bunlar; derine inemeyen çocuksu ve yüzeysel  bakan kimseler tarafından durumların olguların özüne inemeyen, ilintilere dayanan değerlendirme sistemleri olarak görülebilirler. Yapıcı (constructive) yeteneğini kullananlar veya yaratıcı bilince sahip olan sanatçılar bu görüşlere ancak alay ederek ve acımayla küçümseyerek bakarlar.

  Friedrich Nietzsche, Jenseits von Gut Und Böse, İyinin ve Kötünün Ötesinde- Erdemlerimiz 225

 

 
Dil bir labirente benzer. Bir  taraftan yaklaşırsan yolunun nereye gittiğini bilirsin; aynı yere başka taraftan yaklaşmaya çalışırsan artık yolunun nereye gittiğini bilemezsin.

Ludwig Wittgenstein, Philosophical Investigations [203]

 Basil Blackwell, Oxford 1958,Bilingual edition p.82e

IPO derecesi:-

Ebru Öztürk, Bursa Erkek Lisesi

Sezen Ünlüönen, TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi

    

2006

X. Türkiye Felsefe Olimpiyadı  Soruları

1) “Temellendirilmiş inanışın temelinde temellendirilmemiş inanış yatar.”

Ludwig Wittgenstein “Kesinlik Üzerine 253”

. Çev.Dürin Tunç, Cogito sayı 33, Wittgenstein     Özel Sayısı YKY, İstanbul 2004, s.290

 

2) “İnsan unutmayı bir türlü öğrenemeyip de hep geçmişe bağlı kaldığı için şaşar durur kendi kendine: İstediği kadar ileri ve çabuk yürüsün, zinciri ile birlikte yürür, hızla akıp geçen olaylara bağlıdır gene de. (...) Zaman tomarından boyuna bir yaprak çözülür, düşer, uçup gider –birden insanlığın kucağına geri döner. İşte o zaman insan “anımsıyorum” der ve hemen unutan, her anın gerçekten öldüğünü, sis ve gece içinde geride kalıp yittiğini ve bütün bütüne söndüğünü gördüğü hayvanı kıskanır. İnsan işte böyle ‘tarihdışı’ yaşar: çünkü hayvan geriye hiçbir kesir bırakmayan bir sayı gibi şimdinin içinde yitip gider.”

Friedrich Nietzsche, “Tarih Üzerine” Çağa Aykırı Düşünceler Bölüm 1,

Çeviren: Nejat Bozkurt, Say Yay. İst. 1994, s. 61-62

 

3)‘‘Felsefeden bir meşrulaştırma aracı olarak yararlanmak isteyenler, felsefenin esas yurdunun kavramlaştırma, temellendirme ve sistemleştirmeden çok, “şüphe” olduğunu unutmamalıdırlar. Bu, felsefeyi teolojilerin, dinlerin, ideolojilerin gözünde hep sevimsiz kılan yön olmuş; fakat paradoksal olarak, aynı ideolojiler, aynı felsefenin kavramlaştırıcı, temellendirici ve sistemleştirici tavrından yararlanma isteğinden de vazgeçmemişlerdir.”

Doğan Özlem “Felsefe Geleneği ve Aydınımız- Bilim, Tarih ve Yorum”İ

nkılâp Yayınları, İstanbul 1998, s.11-23”

TFO Dereceleri:

Coşan Çağlayan. (Altın) Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi
Efe Murat Balıkçıoğlu.(Gümüş) İstanbul Amerikan Robert Lisesi
Canem Özyıldırım, (Bronz)İstanbul, Özel Koç Lisesi
 

XIV. IPO 14-18 Mayıs 2006 Cosenza-İTALYA                                     

 

1. Bütünüyle olmasa bile- geniş bir sınıfa ait durumlar için kullandığımız “anlam” sözcüğü şöyle tanımlanabilir: bir sözcüğün anlamı onun dildeki kullanımıdır.

Ludwig WITTGENSTEIN, Philosophical Investigations #43

 

2.Filozoflar yalnızca çeşitli açılardan dünyayı yorumlamışlardır. Oysa önemli olan dünyayı değiştirmektir.

Karl MARX, Thesen über Feuerbach, XI

 

Bir şeyi bilmek için onu sevmemiz ve bir şeyi sevmek için de onu bilmemiz gerekir.
 

      Kitaro NISHIDA, An Inguiry into the Good. Yale Univ. Press 1990, p.174

 

Kısaca, insanın eylemleri asla özgür değildir; onlar her zaman insanın kendi doğasının, edinilmiş          
    fikirlerinin, ulusunun, doğru ya da yanlış onu biçimlendiren mutluluk anlayışının; örnekle,    

    eğitimle, günlük deneyimle pekiştirilmiş kanılarının zorunlu sonuçlarıdır.

     Paul-Henri Dietrich HOLBACH, System of Nature,transl. H.D. Robinson, Batoche Books,                        

      Kitchener 2001, page 104 (Chapter XI: Of the System of Man’s Free Agency)

 

IPO derecesi:

Efe Murat Balıkçıoğlu: (Altın)  İstanbul Amerikan Robert Lisesi

Coşan çağlayan  Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi

 

 

2007

XI. Türkiye Felsefe Olimpiyadı Soruları

           

“Modern teknoloji uygulamalı doğa bilimi değildir; tersine, yeniçağ doğabilimi, teknolojinin özünün uygulamasıdır.”
Heıdegger Kaynak:  Oruç Aruoba’nın, “Heidegger, Adam, Dönüş,”  başlıklı yazısından, Defter, Metis Yayınları, Yaz 2001, Sayı 44 s,234

“ Bir çağın insanları başka bir çağın insanları olmadıklarından, Diyojen’in adam bulamamasının nedeninin, artık var olmayan bir zamanın insanını kendi çağdaşları arasında araması olduğunu
sezecektir.”  

J.J. Rousseau, “ İnsanlar Arasında Eşitsizliğin Kaynağı,”

Bölüm II çev, Rasih Nuri İleri, Say Yayınları, 1995 s.175

 

“İnsan gözdür, öte yanı deriden, etten başka bir şey değil. Gözü, neyi görürse değeri o kadardır insanın.”
Mevlâna, Mesnevi, cilt 6/810, çev. Veled  Ç.İzbudak, M.E.B. Yayınları, Ankara 1991

 

TFO Dereceleri:

Büşra Küçük, (Altın) Bursa Nuri Erbak Lisesi

Begüm Naz Bayırbaş (Gümüş) VKV Koç Özel Lisesi

Ogeday Celep (Bronz) Saint Joseph Özel Fransız Lisesi

 

XV. IPO 18-21 Mayıs 2007 Antalya-TÜRKİYE

       

1. Yukarıda verilen açıklamadan devletin temelinin,hükümetin nihai hedefinin ne korkutarak yönetmek, sınırlamak ne de tam boyun eğdirmek değil, tam tersine olası en güvenlikte yaşayabilmesi için her insanı korkudan azat etmek, başka bir deyişle doğal hakkı olan kendisine ve diğerlerine zarar vermeksizin var olma ve çalışma hakkını güçlendirmek             olduğu açıkça anlaşılır.

          Spinoza, Theological-Political Treatise, chapter XX

       

2. İki şey, üzerlerine sık sık eğilip ısrarla düşünülürse, insanın ruhsal yapısını hep yeni, hep       artan bir hayranlık ve korkunç saygıyla dolduruyor: üzerimdeki yıldızlı gök ve içimdeki             ahlak yasası.

            Immanuel KANT, Pratik aklın Eleştirisi- Sonsöz  TFK, Yayınları Ankara 1994 s.174

 

3. Mekân öznede değildir, ne de dünya mekândadır.

               Heıdegger, Being and Time

 

4.  Adaletin erdemlerin en önemlisi olduğu düşünülüyor.(…) Nitekim şu atasözümüz vardır:“ Adalette bütün erdemler bir arada bulunur. Kendi amacını kendinde en çok taşıyan erdemdir, çünkü ,kendi amacını kendinde taşıyan erdemin tam kullanılmasıdır. Tamdır, çünkü bu erdeme sahip olan yalnızca kendi kendinde değil başkasıyla ilgili olarak da kullanabilir.

         

Arıstoteles, Nikomakhos’a Etik 1129b Çev.Saffet Babür Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Anakara,1998, s.95

 

IPO derecesi:

 

1. Zeynep  Pamuk   İstanbul  Amerikan Robert Lisesi  (Altın Madalya)                                                                                                                                                                                                                                                                                                                      Gold

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Silver
 

 Daria CYBULSKA                                              Poland

Stefan STEFANOVIC                                        Serbia 

 

 

                                                                                                            Bronze
 

1. Alexander JOHANN                                       Germany

2. Martin HERGOUTH                                                       Slovenia

3. SOH Hyun-Min                                                             South Korea

 

Mention :

 

1. Elena Alexandra CORBU                                                Romania

2. Matthias HOERNES                                                      Austria

3. Milena Alexsandrova ALEXANDROVA                           Bulgaria

4. Filip TATERKA                                                              Poland

5. Clara KROPIVSEK                                                          Slovenia

6. Corina Cristine LEFTER                                                 Romania

7. Heidi MERISTE                                                            Estonia

8. Luca VEGETTI                                                              Italy

9. Bernát IVÁNCSICS                                                      Hungary

10. Christoph SCHACMENHOFER                                     Austria

11. Nanako KURIOKA                                                        Japan     

 

2008

XII. Türkiye Felsefe Olimpiyadı Soruları

 

1. Adalet devletin orta direğidir; çünkü siyasal topluluğun temeli hak’tır ve hak neyin adaletli olduğuna karar vermenin ayracıdır.

               ARISTOTELES, Politika, çev. Mete Tunçay,Remzi Kitebevi, İstanbul, 2002, s.10

           

2. Geleneklerin örtüsünün açılması ve gelenekle aktarılanın açığa çıkarılışı, bu çağın   insanı için özgül bir görevdir.

      M. HEIDEGGER, Varlık ve Zaman, çev. Aziz Yardımlı, İdea Yayınları, 1997, s.27vd.

 

3. Söylenmemiş olanı söylemek için, dilde önceden söylenmiş olanı işitmek gerek.

      Taylan ALTUĞ, Dile Gelen Felsefe, YKY, İstanbul,2001,s.21 

 

TFO Dereceleri:

1.Nur Banu Özkut (Altın)  Kocaeli, TEV İnanç Türkeş Lisesi

2.Mehveş Ungan (Gümüş)  İstanbul, Kadıköy Anadolu Lisesi

3. Ezgi Bereketli (Bronz) İstanbul Amerikan Robert Lisesi  

 

Iaşi- ROMANYA

XVI. IPO Soruları

 

1.Kişi kendi  bedeniyle özdeş midir?

2. Demokrasilerde insanların ne  isterlerse yaptıkları sanıldığı doğrudur; fakat  siyasal özgürlük bir kimsenin  her istediğini  yapması demek değildir.

3.Eğer bir yerde ortak bir güç yoksa, yasa da yoktur; Yasanın olmadığı yerde adalet de yoktur.

4.Özgür kişi, birlikte yaşadığı kişilerin farklı davranışlarına dayanabilmeli ve sonra,  düzgünce düşünmelidir.  O, kendisini bir şey hoşuna gitmeyince polis çağırmak gibi alışkanlıklardan özgürleştirmiştir.

  

IPO Derecesi: -

Nur Banu Özkut (Altın)  Kocaeli, TEV İnanç Türkeş Lisesi

Mehveş Ungan (Gümüş)  İstanbul, Kadıköy Anadolu Lisesi 

 

 

2009

XIII. TFO Soruları

 

1.“Eğitimle kişilerde aydınlanmanın temelini atmak kolaydır; ne var ki genç insanları böyle düşünmeye erkenden alıştırmak gerekir. Buna karşın tüm bir dönemi aydınlatmak uzun bir zaman gerektirir; çünkü böyle bir eğitime engel olan ya da onu zorlaştıran bir sürü dış engel vardır.”

Immanuel Kant, Was heißt : sich im Denken orientiren? 1786

 

2.“Eğer yasalara saygı zorba olmayan bir yönetimin özü,  yasalara saygısızlık ise zorbalığın özü ise, terör totaliter baskının özüdür.”

Hannah Arendt, Ideology and Terror, Ch.13,

3.Özellikle teknolojinin egemen konuma geçtiği bir uygarlık çemberinde bilim, sanat ve hakikat arasındaki bağ kökten etkilendiği, daha doğrusu koptuğu için, artık bilim ve sanatın ortak zemini de kalmamıştır.”

Hasan Ünal Nalbantoğlu   

 

TFO Dereceleri:

Ayşe Dilek İzek, (Altın) İstanbul, Amerikan Robert Lisesi,

Ozan Siso, (Gümüş) Ankara, ODTÜ Geliştirme Vakfı Lisesi

Işıl Kurnaz (Bronz) Ankara Üniversitesi Geliştirme vakfı Özel Lisesi

 

Helsinki-FİNLANDİYA

XVII IPO Soruları

 

1.Yapılanlarda kendisi için istediğimiz,başka şeyleri de onun için istediğimiz bir amaç varsa ve herşeyi bir başka şey için tercih etmiyorsak (çünkü bu şekilde bu sonsuza gider, dolayısıyla arzumuz boş ve boşuna olur), bunun iyi ve en iyi olduğu açık.

Aristoteles, Nikomakhos’a Etik 1094a,

2.Devletlerin birbirleriyle münasebetlerinde akla uygun tek yol, tek tek insanlar gibi, vahşi ve başıboş hürriyetlerinden vazgeçerek umumi kanununların müeyyidesi altına girmek ve daima gelişerek sonunda bütün dünya milletlerini kucaklayacak bir milletler devleti (civitas gentium) kurmaktır.

 Immanuel Kant , Ebedî Barış Üzerine Felsefî Bir Deneme,

 

           3.Bir sanat eseri, sanat eseri olmak bakımından  güzel olmak zorunda mıdır, yoksa çirkin de olabilir mi? Eğer bu sonuncu mümkünse,  niçin  o  eser  ilgimizi çeker?

 

Sorun olan yalnızca  Tanrı’nın varlığı değil;   daha çok Tanrı kavramının  tutarlılığıdır.
  

IPO Derecesi:

Ayşe Dilek İzek, (Mansiyon) Özel Amerikan Robert Lisesi                                               

Ozan Siso,  Ankara, ODTÜ Geliştirme Vakfı Lisesi

 

2010

 XIV. TFO Soruları

 

“Eğer birisi çoğunluğun anlaştığı şeye katılmamız gerektiğini söylerse, bunun yararsız olduğunu söylemeliyiz. Çünkü öncelikle ‘doğru olan’, şüphesiz ki nadir olandır ve bu nedenle bir kişinin çoğunluktan akıllı olması mümkündür.”
Sextus Empiricus, Pironizmin Ana Hatları, Kitap II,

çev. Örsan K. Öymen, Yeditepe’de Felsefe, sayı 2,

 İstanbul 2003, s. 10

  

“ Yazar bütün antenlerini açmış olarak bu çağda dünyanın yüzünü, insanoğlunun yüzünü saptamaya çalışır. İnsanoğlu nasıl duyumsamakta, neyi düşünmekte, nasıl davranmaktadır? Tutkuları, kısırlıkları, umutları nelerdir?”
                                                                            Ingeborg Bachmann, Bu Tufandan Sonra

 “Şiir, insan olmanın/ varolmanın en yüksek açılımıdır, insanın insana açılmasıdır.”
Sevgi İyi, “Dünya Sorunları Karşısında Şiir”,

Hürriyet Gösteri, sayı 263, Ekim 2004, s. 42-43

TFO Dereceleri:

Fırat Akova, (Altın) İstanbul, Özel Eyüboğlu Lisesi

Hakan Kızılkum (Gümüş) İstanbul, Amerikan Robert Lisesi

Oğuzhan Mehmet Şahin, (Bronz) Antalya Anadolu Lisesi

 

Atina-YUNANİSTAN

XVIII. IPO Soruları

Filozofların bir soruyu ele alış tarzı hastalığın ele alınış tarzına benzer. 
Wittgenstein, Philosophical Investigation

 

İnsan hakları’ denilen  değerler bağımsız ve evrensel geçerliliğe mi sahiptir yoksa  bu değerler tarihsel ve kültürel  olarak değişebilen insan buluşları mıdır? 
 

Her felsefe doğası gereği taraflıdır.  Ancak onun, görevi bir tarafı ötekine tercih  etmek değil, bir ethosu ötekine tercih etmektir.
Giulio Preti, Praxis et empirisme (1936)

 

 İnsan mükemmel olduğu zaman  hayvanların en iyisidir: ama yasadan ve adaletten  ayrıldığı zaman  hepsinin en kötüsüdür.
 Aristotle Politics I, 1253a31 

IPO Derecesi:

Fırat Akova, İstanbul, Özel Eyüboğlu Lisesi, (Mansiyon)

Hakan Kızılkum, İstanbul Amerikan Robert Lisesi

 

 2011

XV. TFO Soruları

1. “Adalet amaçların ölçütü ise, araçların ölçütü de hukuka uygunluktur.”

Walter Benjamin, “Şiddetin Eleştirisi Üzerine”, Şiddetin Eleştirisi Üzerine, Hazırlayan Aykut Çelebi, Metis Yayınları, İstanbul 2010, s. 20.

 

2. “Kültürün ataerkil oluşumu, cinsiyetler arasındaki ilişkilerin evriminde ortaya çıkar. Ayrıca dilin derin kullanımında kendini gösterir.”

Luce Irigaray, Ben, Sen, Biz-Farklılık Kültürüne Doğru,

3. “Dünya görüşleri bir bütün olarak dünyayı açıklama iddiasındadırlar. Ama insanın bir bütün olarak dünyayı epistemolojik anlamda nesne edinmesi olanaklı değildir.”

Abdullah Kaygı, “Felsefe Eğitimi ve Felsefenin Geleceği”, Dünya   

Felsefe Günü 2007,.

TFO Dereceleri:

Sevilcan Başak Ünal, (Altın) Eskişehir, Fatih Fen Lisesi

Mustafa Ayçiçeği, (Gümüş) Sainte Pulchérie Özel Fransız Lisesi

Simge Şirin, Denizli,(Bronz) Sarayköy Anadolu Lisesi,

 

1. Düşünmeden öğrenen kaybolur; öğrenemeden düşünen tehlikededir.

Confucius, Analects 2.15.

 

Bilge  bir  insana  bütün dünya açılır. Çünkü. tüm evren iyi bir ruhın yurdudur.
Democritus of Abdera, fragment 247.

 

Aklın ve zevkin sınırları ve işlerinin birbirinden ayrı olduğu kesin bir biçimde gösterilebilir. Akıl bize doğru ve yanlışın bilgisini verir; zevk ise güzel olan ve olmayan;, erdemli olan ve olmayan hakkında bir  his uyandırır. Akıl, nesnelere bir şey eklemeden veya onlardan bir şey azaltmadan onları doğada bulundukları haliyle keşfeder; oysa zevk üretken bir yetidir; doğal nesneleri iç duygudan ödünç alınan renklerle donatır ve böylece yeni bir şey yaratır.
David Hume, An Enquiry concerning the Principles of Morals (1751).

 

4. Sanat gerçek dünyanın kopyası değildir. Lanetli şeylerden bir tane yeter.

Nelson Goodman, Languages of Art (1976).

 

IPO Derecesi:

Mustafa Ayçiçeği (Mansiyon), Sainte Pulchérie Özel Fransız Lisesi

Sevilcan Başak Ünal, (Altın) Eskişehir, Fatih Fen Lisesi

 

 

2012

XVI. TFO Soruları

 

Bir parkta üzerinde “Yalnızca Beyazlar içindir” yazılı bir bankta otururken, kendi kendime ırkçılığa karşı olduğumu anımsatmanın faydası yoktur(…) İdeoloji deyim yerindeyse, kafamda değil oturduğum banktadır.
Terry Eagleton, İdeoloji,

                                        

“Açıktır ki, metot sorunlarıyla uğraşmaya başlamamız gerekiyor. Evrensel bir değer nedir? Bir değerin evrensel sayılması için herkes tarafından kabul edilmesi mi gerekiyor? Eğer bu gerçekten gerekli ise, o zaman evrensel değerler kategorisi boş olur.”
 

Amartya Sen, “Democracy as a Universal Value”,

Journal of Democracy10 (1999), s. 8

 

 

“Eğitimin bir insan hakkı olduğu savının iki sonucu vardır. Birincisi: haktan vazgeçilmesi      düşünülemez. Dolayısıyla, kişilerin “Ben eğitilmek istemiyorum” demesi söz konusu olamaz. İkincisi: siyasal birlik, yani devlet, tüm bireylerinin eğitim hakkından yararlanmasını sağlamalıdır. Bireyler için hak olan şey, devlet için görevdir.”
 

Ömer Naci Soykan, “Özgür Eğitim”, Küreselleşeme Sürecinde Eğitim

Sorunlarının Felsefi Boyutu Sempozyum konuşması 2009 s.296

     TFO Dereceleri

   Ekin İnce,  (Altın) İstanbul, TED Koleji

   Büşra Özcan, (Gümüş), Kocaeli Ali Fuat Başgil Sosyal Bilimler Lisesi

   Kaan Gündeş, (Bronz) Notre Dame de Sion Özel Fransız Lisesi

  

   Oslo-NORVEÇ

   XX.IPO Soruları

 

 

“Güzellik kendiliğinden ortaya çıkmaz, insanlar tarafından açığa çıkarılır. Eğer Lin Tang (Orkide Köşkü), berrak nehri ve narin kamışları Wang Xizh (303-361) tarafından tasvir edilmemiş olsalardı, kimsecikler fark etmeden,  ıssız dağlar ardında yok olacaklardı.”
Liu Zongyuan (773-819).

 

 “Acı gerçek şudur ki çoğu kötülük, iyi veya kötü olma konusunda asla bir seçim yapmamış   insanlar tarafından  yapılır. 
Hannah Arendt, Vom Leben des Geistes

(Aklın yaşamı) (1978)  

 

“Bir hayvan acı çektiğinde, hiçbir ahlaki gerekçe, ne bu acının gözardı edilmesine, ne de bunu bir diğer varlığın acı çekmesiyle eşdeğer bulunmamasına izin vermez. Ancak zıttı da aynı şekilde doğrudur. Eğer bir canlının ne acı çekme ne de haz duyma yetisi yoksa, kayda değer bir durum da yoktur.”     
  Peter Singer, Animal Liberation (1975).

 

 Cismin örtük kısmının göründüğü gibi olup olmadığı sorgulandığında, öncelikle onun göründüğü var sayılır. Öyleyse şüphemiz görünme olgusunun kendisiyle ilgili değildir, bu görünüm hakkında oluşan yargımız ile ilgilidir. O halde bu şüpheyi görünme olgusu üzerinde yapılan sorgulamadan  ayırt etmek gerekir. Örneğin, bal bize tatlı gelir (madem ki tatlılığını duyularımız aracılığı ile anlıyoruz, öyle varsayarız). Fakat aynı şekilde özü gereği tatlı olup olmadığından da şüpheleniriz çünkü bu durum görünümle değil, görünüme göre yargılamayla ilgilidir.“
 

Sextus Empiricus, Pironizmin Anahatları I. 10 (MS 2. yy).

 

IPO Derecesi:-

Ekin İnce, İstanbul, TED Koleji

Kaan Gündeş, Notre Dame de Sion Özel Fransız Lisesi

 

 

2013

XVII. TFO Soruları

 

1. “İnsan ve genel olarak her akıl sahibi varlık, şu veya bu isteme için rastgele kullanılacak sırf bir araç olarak değil, kendisi amaç olarak vardır; ve gerek kendine, gerekse başka akıl sahibi   varlıklara yönelen bütün eylemlerinde hep aynı zamanda amaç olarak görülmelidir.”

I. Kant, Ahlâk Metefiziğinin Temelleri,çev. İoanna Kuçuradi,

Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, Ankara, 1995 (ikinci baskı),s.85

 

 

2.“Ahlaksal ve hukuksal nedenlerden dolayı kurulması gereken bir dünya hukuk düzeni, üç düzeyde oluşturulmalıdır: 1) İnsan hakları gibi “ulusal dünya hukuku” olarak; 2) uluslar arası anlaşmalar ve uluslar arası hukuk aracılığıyla “uluslararası dünya hukuku” olarak ve 3) “dünya cumhuriyeti” adlandırılabilecek ikincil, tamamlayıcı ve federal bir hukuk düzeni olarak. Üçüncü ve son düzeyde, tamamlayıcı bir anlamda dünya yurttaşlarıyız.”

Otfried Höffe, “The Diversity of Cultures under the Unity of a Global Law”,

Çev. Ioanna Kuçuradi, 2007 Dünya Felsefe Günü,

Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, Ankara 2009, s. 21.

 

3. “Olanı olduğu gibi bilmek, hazıra konmakla elde edilmez. Sonraki kuşaklar öncekilerin hazırlamış olduğu bilgileri miras alırlar, ama bu gene de işlenmesi gereken bir mirastır, babadan kalan tarlanın sürülmesi gibi.”

Uluğ Nutku, İnanmanın Felsefesi, Anı Yayıncılık, Ankara 2012, s. 66

TFO Dereceleri:

Melike Ceren Arslan, (Altın) Çanakkale, H, Akif Güzel Sanatlar, Spor Lisesi

M.Yiğit Sayılgan (Gümüş) Ankara Atatürk Lisesi

Turkuaz Benlioğlu, (Bronz) TED İstanbul Koleji Vakfı Kolej

 

 

Odense-DANİMARKA

XXI.IPO Soruları

 

  Öznellik gerçekliğin içeriğidir önermesinde Sokrates’in bilgeliği yatar; kendisinin kalıcı kazancı da varlığın özsel önemine karşı temkinli olmaktır, çünkü bilen özne bir var olandır.  Bu nedenle Sokrates cehaletiyle, bir pagan iken de gerçeklik içerisindeydi.
Sören Kierkegaard,

Post-scriptum Définitif et non-scientifique aux Miettes Philosophiques (1846)

 

 

2. O halde  tragedya, ahlâksal bakımdan ağır başlı, başı sonu olan, belli bir uzunluğu bulunan bir eylemin taklididir; sanatça güzelleştirilmiş bir dili vardır; içine aldığı her bölüm için özel araçlar kullanır; eylemde bulunan kişilerce temsil edilir. Bu bakımdan tragedya, salt bir öykü [mythos] değildir. “Tragedyanın ödevi, uyandırdığı acıma ve korku duygularıyla ruhu tutkulardan temizlemektir” (katharsis). “Sanatça güzelleştirilmiş dil deyince, harmoniyi, yani şarkı ve mısra ölçüsünü içine alan bir dili anlıyorum. “Her bölüm için özel araçlar kullanır” deyince de, kimi bölümlerde yalnız ölçünün, kimi bölümlerde ise aynı zamanda müzik ile şarkının kullanılmasını anlıyorum.

Aristoteles, Poetika,6, 1449b

 

3 Çoğunluğun yasal bir kısıtlama olmaksızın hükmettiği bir siyasal düzen yani anayasasız bir demokrasi, azınlıkların haklarını baskılamada müthiş bir rol oynayabilir ve en ufak bir şiddete bile başvurmaksızın muhalefeti sessizliğe dönüştürmekte çok etkili olabilir.

Hannah Arendt, Şiddet Üzerine (1970)

 

4. Zizong sordu: “Bir kimsenin bütün hayatına rehberlik edecek bir ilke olabilecek bir söz var mıdır?

Konfüçyüs cevap verdi: “Bu söz hoşgörü ya da karşılıklılıktır. Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapma.”

Tarih boyunca başka kültürlerde bu altın kuralın evrensel bir ahlâk ilkesi olarak kabul edildiğini ne ölçüde söyleyebiliriz?

Konfüçyüs , Konuşmalar, 15.23

IPO Derecesi:-

Melike Balkan  Özel Kültür Fen Lisesi

Özer Akman Sainte Pulchérie Özel Fransız Lisesi

 

2014

XVIII.TFO Soruları

 

1.“Ey Adam! Sana ne hazır bir yüz ne de özgün, doğuştan gelen bir özellik verdik, ta ki kendi yerini, biçimini, yeteneklerini kendin seçesin, onları kendi yargın, kendi kararın ile edinebilesin. Bütün öteki yaratıkların doğası bizim koyduğumuz yasalarla belirlenip sınırlanmıştır. Oysa senin önünde böyle yasalar yok, kendi yüzünün çizgilerini sana koruma görevini verdiğimiz özgür isteğinle çizebilirsin.”

PicodellaMirandola, İnsanın Değeri Üzerine

 

2. “Genel anlamda bilmek, kendi dışında herhangi bir şeyde bilgi temelini bulan, yani hakikat olan yargılara, istendiği zaman yeniden ortaya konabilecek olan yargılara sahip olmak demektir.”

Arthur Schopenhauer, DieWeltalsWilleundVorstellug

 

3. “Ayrımcılıktan söz etmeyi olanaklı kılan, ayrımcılığa konu olan şeyin değerine ilişkin bir kabuldür. Daha açık bir ifadeyle, ayrımcılık konusu olan şeyin aynı türden şeylerle aynı değere sahip olduğu, aralarında bir değer farkının olmadığı, bu nedenle farklı muamele görmenin haksızlık olduğu düşünülmektedir.”

 

Harun Tepe, “Etik Bir Sorun Olarak Ayrımcılık”, Felsefe Logos, 2006/1, s. 32.

 

4.“Bütün insanların düşüncelerine değil, ancak bazılarınınkine saygı gösterilmesi gerektiğini söylemek için haklı nedenler yok mu sence? Ne dersin? Doğru değil mi bu düşünce?”

Platon,  Kriton, 46e,

 

5,“Her sanat eseri, aslında, bize hayatı ve şeyleri hakikatte olduğu gibi, ama objektif ve subjektif tesadüflerin sisinden örtüldüğü için, herkesçe doğrudan doğruya kavranılamayan hayatı ve şeyleri göstermeye çalışır. Sanat bu sisi kaldırır.”

Arthur Schopenhauer, Die Welt als Wille und Vorstellug

 

6. “Kimliğini ya da kendisinin ne olduğunu ortaya koyan her kişi, dolaylı olarak kendisinin diğerlerinden farkını da ortaya koymaktadır. Kendisini konumlandırırken dayandığı şey de “öteki” ya da “ötekiler” olmaktadır. Her “biz” ancak “siz”le mümkündür.”

Harun Tepe, “Kimlik, Kimlikler ve İnsan Hakları”,

Elli Yıllık Deneyimlerin Işığında Türkiye’de ve Dünyada İnsan Hakları,

TFO Dereceleri:

Ece Büşra Ziya (Altın) Ankara, Betül Can Anadolu Lisesi

Oğuzalp Kutlu (Gümüş) Çanakkale Özel Anadolu Lisesi

Doruk Erhan (Bronz) Ankara, Özel Tevfik Fikret Lisesi

 

Vilnius- LİTVANYA

XXII. IPO Soruları

 

1. Amacına ulaşmak için bir masumu öldürmeyi seçmek her zaman cinayet işlemek demektir… Hatta yapılmasına dahil olduğun şeylerin istatistiksel kesinlikle masumları öldürmeye yol açacağını bilsen bile bunun zorunlu olarak cinayet sayılması gerekmez. Diğer yandan olasılıklar üzerinde düşünüp endişe  duymamak  onu bir cinayete dönüştürür.

– G.E.M. Anscombe, “Mr Truman’s Degree”, in her Collected Philosophical Papers, vol. III (Ethics, Religion and Politics), Minneapolis: University of Minnesota Press, 1981, p.66.

 

2.…En fazla merak edilen soru: Eğer mükemmel yapılmış bir sahtenin  en titiz ve en güvenilir araştırmalardan sonra bile özgünlüğü hâlâ tartışmaya ve şüpheye açık kalabiliyorsa o eser, yine de bir sanat eseri sayılır mı, sayılmaz mı?

-- Aline B. Saarinen, New York Times Book Review, July 30, 1961, p.14; cited in Nelson Goodman,   Languages of Art, 1976, p.99

 

3.“Bilgi,   kanıtlanmış doğru sanıdır  ”-- Platon, Teaitetos, 201 c-d“

“Gerekçelendirilmiş doğru inanç bilgi midir? “  -- Edmund Gettier, Analysis 23: 121– 123

 

4. Konfuçyus dedi: “ Orta yol öğretisinin neden uygulanamaz olduğunu şimdi anlıyorum.  Onu baştan sona bilen akıllı insanlar uygulanabilir olduğunu düşünmezler, onu anlayamayan budalalar ise nasıl uygulanacağını bilmezler. Aynı şekilde orta yol öğretisinin neden halka mal edilemeyeceğini de biliyorum. Yetenekli insanlar aşırıya kaçarlar ve yetersiz insanlar da beceremezler.

Konfuçyus-- The Doctrine of the Mean, translated by Fu Yunlong, Beijing 1996, pp. 11-12

 

IPO Derecesi: -

Doruk Erhan Ankara, Özel Tevfik Fikret Lisesi

Kadir Yılmaz, Ankara,Hasan Ali Yücel Öğretmen Lisesi

 

2015

XIX. TFO Soruları

 

1.“Belki de deneyimin verdiği dersler çağdaş dünyayı kuşatan akıldışı inançların etkisini azaltabilir.”

                    Bertrand Russell, Felsefe Yapma Sanatı, çev. Dr. Halil

Kayıkçı, Ayyıldız Yay. Ankara 2012, s. 66.

 

  2.“Eğer bir bilginin  b i l i m  olarak  serimlenmesi isteniyorsa, her şeyden önce onu diğer bilgilerden  ayıranın, yani ona  ö z g ü  olanın tam belirlenmesi gerekir; aksi halde bütün bilimlerin sınırları birbirine karışır ve hiçbiri kendi yapısına göre, esaslı bir biçimde ele alınamaz.”

         Immanuel Kant, Gelecekte Bilim Olarak Ortaya

    Çıkabilecek Her Metafiziğe Prolegomena”, çev. Ioanna Kuçuradi Yusuf Örnek, Türkiye Felsefe Kurumu Yay. Ankara 2004  s.13.

 

3.“Kendiyle ilişkisini kişi, birkaç açıdan “kendi”yle kurabilir: kişi olarak: biricikliğinde, eşsizliğinde, kendiyle; birey olarak: yaşadığı yerin ve çağın insanı olarak kendiyle; bir insan olarak: tarihteki insan türünün bir üyesi olarak kendiyle. Bir kişinin yaşamında iç içe girmiş olan bu kendiyle ilişkilerinin yalınlığında ya da karmaşıklığında, kişinin kendiyle ilgili eylemleri oluşur

Ioanna Kuçuradi, Etik, Türkiye Felsefe Kurumu Yay. Ankara 19962., s. 149

TFO Dereceleri:

Gökberk Aslan ( Altın) Çanakkale Anadolu Lisesi

İhsan Barış Gedizlioğlu Kocaeli, (Gümüş) İstanbul, TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi

Bora Kılıç, (Bronz) Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi

 

 

Tartu-ESTONYA

XXXIII. IPO soruları

 

Felsefi edebiyatın karşıtları haklı olarak, bir romanın ya da bir tiyatro oyununun anlamının, bir şiirinkinden daha fazla soyut kavramlarla çevrilemez olması gerektiğini savunurlar: aksi halde doğrudan bir dille daha ekonomik bir şekilde ve daha açık ifade edilebilecek kavramlar etrafında kurgusal bir aygıt inşa etmenin yararı nedir? Roman ancak başka hiçbir şeye indirgenemeyen bir iletişim tarzı olduğunda doğrulanabilir. Oysa filozof, deneme yazarı, deneyimini yeniden yapılandırmayı okuyucuya bırakır. Romancının hayali bir planda oluşturduğunu iddia ettiği her türlü açıklamanın önüne çıkan da bu deneyimin ta kendisidir.
Simone de Beauvoir, “Littérature et métaphysique”

 in L’Existentialisme et la sagesse des nations, p. 105.

 

Yaşam ve ölüm, beka ve yok oluş, başarı ve başarısızlık, yoksulluk ve varsıllık, üstünlük veya   alçaklık, utanç ve şeref,  olayların değişimi, kaderin işlemleridirler. … Dolayısı ile uyumumuzun kesintiye uğramasına izin vermenin gereği yoktur.
Zhuangzi, 5:15. In Brook Ziporyn, Zhuangzi:  the Essential

Writings (Hackett,2009)

Düşünceler ne dış dünyanın şeyleridir ne de canlandırmadır. Üçüncü bir alanın varlığı kabul edilmelidir. Bu alana ait olanın, canlandırmalarla ortak yanı, duyularla algılanamayan olmasıdır, ancak şeylerle ortaklığı da bilincinin içeriği olarak onun taşıyıcısı olan bir özneye ihtiyacı olmamasıdır. .” 
Gottlob Frege; Der Gedanke. Eine   logische Untersuchung,”

in: Beiträge zur Philosophie des deutschen Idealismus 2(1918/19), p.69

 

Platon’dan beri birkaç düşünür ve din bilimci insan bedeninin bir şekilde ruhun hapishanesi olduğunu savundular. Günümüzde Michel Foucault ruhun bedenin hapishanesi olduğunu iddia etti. Bu iki karşıt görüşü destekleyecek birkaç fikir ve kanıtı gözden geçiriniz.
(Surveiller et Punir,P.34) Consider some of the conception

 and arguments that  might support those opposing views

 

IPO Derecesi:

Öznur Hancı , (Gümüş Madalya)  Erzurum, Özel Bilkent Laboratuvar Lisesi,  

Yasin Kaan Doyuran İstanbul, Saint JosephÖzel  Fransız Lisesi

2016

XXIV. TFO sorular:

Kuşlar arasında yarasa ne ise, düşünceler arasında da kuşku odur: ikisi de hep alacakaranlıkta uçarlar. Francis Bacon, Denemeler,  
Her defasında şahsında olduğu kadar başka herkesin şahsında da, sırf araç olarak değil aynı zamanda amaç olarak davranacak biçimde eylemde bulun. Immanuel Kant, Ahlâk Metafiziğinin Temellendirilmesi,
Dil bütünlüğü içinde insan çift-varoluşta. Bir defasında “vardır” diyor, başka bir defa “olmalıdır” diyor. Ve “olmalı” daima “sanki var”ı içinde taşıyor. “Dır” diyerek sıkıca tutmak, “olmalı” diyerek  değiştirmek istiyor. Uluğ Nutku,  ‘Ontoloji ve Teleoloji’
 

TFO Dereceleri

Kenan Sarp Çelikel (Altın) İstanbul, Amerikan Robert Lisesi

Emine Semiz (Gümüş) Uşak, Mesleki, Teknik Anadolu Lisesi

Bahar Tunç (Bronz) Ankara Özel Tevfik Fikret  Lisesi

 

1. Konuşurken çıkardığımız sesler ruh hallerimizin sembolleridir. Yazılı işaretler de konuşurken çıkardığımız seslerin sembolleridir. Yazılı işaretler bütün insanlar için aynı olmadığı gibi, konuşurken çıkardığımız sesler de aynı değildir. Fakat bunların gösterdiği şeyler – ruh halleri- herkes için aynıdır ve bu  benzer hallerin  benzeştiği var olan şeyler de herkes için aynıdır.

Aristoteles,  De Interpretatione, 16a2.

 

2. Şimdi ahlaki pratik akıl, bizde, kolayca direnilemeyecek vetosunu dile getirir : ne seninle benim aramda, ne de içerde yasalı oldukları halde dışarıda (birbiriyle ilişkide) yasasız bir durumda olan biz devletler arasında savaş olmalıdır; çünkü herkesin hakkını aramasının yolu savaş değildir.  

Immanuel Kant, Ahlak Metafiziği (1795)

 

Kadın  doğulmaz, kadın olunur.
Simone de Beauvoir, The second Sex (1949).

    4. Çevre insan varoluşunun kendisini nesneleştirdiği bir  andır; fakat  bunu  insanın çevresi yoluyla        

       kendisini keşfetmesi olarak  anlayabiliriz.

Tetsuro Watsuji, Fûdo (1935).

 

Ghent-BELÇİKA

XXIV. IPO

 

1. Konuşurken çıkardığımız sesler ruh hallerimizin sembolleridir. Yazılı işaretler de konuşurken çıkardığımız seslerin sembolleridir. Yazılı işaretler bütün insanlar için aynı olmadığı gibi, konuşurken çıkardığımız sesler de aynı değildir. Fakat bunların gösterdiği şeyler – ruh halleri- herkes için aynıdır ve bu  benzer hallerin  benzeştiği var olan şeyler de herkes için aynıdır.

 

Aristoteles,  De Interpretatione, 16a2.

2. Şimdi ahlaki pratik akıl, bizde, kolayca direnilemeyecek vetosunu dile getirir : ne seninle benim aramda, ne de içerde yasalı oldukları halde dışarıda (birbiriyle ilişkide) yasasız bir durumda olan biz devletler arasında savaş olmalıdır; çünkü herkesin hakkını aramasının yolu savaş değildir.

 

  Immanuel Kant, Ahlak Metafiziği (1795)

 

    3. Kadın  doğulmaz, kadın olunur.

Simone de Beauvoir, The second Sex (1949).

 

4.Çevre insan varoluşunun kendisini nesneleştirdiği bir  andır; fakat  bunu  insanın çevresi yoluyla  kendisini keşfetmesi olarak  anlayabiliriz.

Tetsuro Watsuji, Fûdo (1935).

 

IPO Derecesi:

İhsan Barış Gedizlioğlu , TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi (Altın Madalya)

Kenan Sarp Çelikel , İstanbul Amerikan Robert Lisesi  (Bronz Madalya)

 

2017

XXI. TFO

“İnsan hudutsuz bir ölçüde dünyaya “açılmış” olarak davranan bir X’tir.”
Max Scheler,  İnsan ve Kâinattaki Yeri

“Adalet, herkese borçlu olunanı ödemektir.”
Platon, Devlet, 331 e

“ Gece inerken ilk kararan yerler çukurlardır, en son aydınlanan da oralardır.”
 Bilge Karasu, Gece

TFO Dereceleri

Ruken Asya Çiftçi, (Altın) Ankara, Özel Tevfik Fikret Fransız Lisesi

Niyazi Alp Arslan (Gümüş) Çanakkale Özel Fen Lisesi

Salih Eren Kurç (Bronz) İstanbul, Terakki Vakfı, Özel Terakki Lisesi

 

XXV. IPO

Rotterdam-HOLLANDA

1.“Bu sebeple kimse otoritesine zarar vermeden egemenin kararlarına karşı hareket edemez, ama sınırlamalar olmadan düşünebilir, hüküm verebilir ve takiben sınırlama olmadan konuşabilir, ama ancak akıl yoluyla konuşuyor ve öğretiyorlarsa ve kandırarak ya da öfke veya nefretle ya da devlet yapısında kendi inisiyatifleri üzerinden bir değişim ortaya koyma amacıyla hareket etmedikleri takdirde.”

Baruch Spinoza,”Theological-Political Treatise” (1670).

 

2“Evrensel hoşgörü, arkasındaki mantık egemenliğini yitirdiğinde, yani hoşgörü beyni yıkanmış ve telkin altında olan, efendilerinin fikirlerini kendilerininmiş gibi tekrarlayan, özerkliği aslında yaderklik olan bireylere uygulandığında, sorgulanabilir hale gelir.

Herbert Marcuse, “Repressive Tolerance” (1965).

 

3.Teknolojik çağda profesyonel ile kamunun etkileşiminin, etkin iş birliği ve politik bir arada yaşama için düşünsel tarafsızlığa ihtiyacı vardır. Yönetimsel bir tavır olarak tarafsızlık, ahlaki bir erdem olan hoşgörüden ayrılmaktadır, fakat profesyonel alandaki tarafsızlık hoşgörü erdeminin içine dahil ve zımni olarak kapsamındadır. Dikkat edilmelidir ki; hoşgörü erdeminin diğerlerinin hatalı davranışlarına karşı sabırdan, farklı davranışlara izin vermeye doğru nesnel değişimi, teknolojik toplumumuzdaki erdemin nesnel bir değişimidir.”

 

Tomonobu Imamichi, “The Concept of an Eco-ethics and The Development of Moral Thought” (1989).

4.Kendini denetlemeyi başaramayan insanlardaki bir başka sorun ise kolayca etki altında kaldıklarını sıklıkla kanıtlamalarıdır. Yetenekli bir demagog Atinalılar’a dokunaklı bir hitabetle seslendiğinde, argümanları kötü olsa bile insanlar, daha bu savları hiç denetlemeden, akıllarının çelinmesine fazlasıyla hazırdılar.”

Martha C. Nussbaum, “Not for Profit: Why Democracy Needs The Humanities” (2010).

 

IPO Derecesi: -

Ruken Asya Çiftçi Ankara, Özel Tevfik Fikret Lisesi

Onur Öztemir İstanbul, Kabataş Erkek Lisesi

 

2018

XXII. TFO

“Sokrates: Bilmek diye bir şey var mıdır?
Gorgias: Vardır.

Sokrates: Ya inanmak diye bir şey?

Gorgias: O da var.

Sokrates: Bilmek ile inanmak, sence bir mi, yoksa ayrı şeyler midir?” Platon, Gorgias, 454 e

Belli bir şey yapmadığı halde kendini suçlu hisseden biri, ahlakî açıdan, gerçekten yaptığı bir şey yüzünden suçlu olan ama kendisini hiç suçlu hissetmeyen birisinden daha az hatalı değildir.”
Hannah Arendt, Kötülüğün Sıradanlığı,

“İki yanı keskin, evrence iri bir bıçak teknik: Her şeyi öyle kesip biçiyor ki, kesen eli de kesip biçiyor, aklını başına almazsa insan türünü de!”
Nermi Uygur, Çağdaş Ortamda Teknik,

TFO Dereceleri:

Sinan Akyol (Altın) İstanbul, Özel Saint Joseph Fransız Lisesi

Ateş Yersu Gök (Gümüş) İstanbul, Terakki Vakfı, Özel Terakki Lisesi

Onur Öztemir (Bronz) İstanbul, Kabataş Erkek Lisesi

XXVI. IPO

Bar-MONTENEGRO

Ruhun akli tarafında, ruh iyi ile kötüyü olumladığında veya olumsuzladığında, bunlardan kaçtığında ya da bunlara yöneldiğinde, algılar yerine imgeler bulunur.
Aristote, De Anima

İnsanlarda başkasının çektiği acılara duyarlı bir kalp vardır. Eski Kralların da böyle bir kalbe sahip olduğu, onların merhametli yönetimlerinde görünür. Merhametli hükümetin arkasında böyle merhametli bir kalp olduğu içindir ki, imparatorluğu yönetmek insanın avucunun içinde bir bilye çevirmesi kadar kolaydı.
 Mencio, [2A: 6], in Confucio, Mencio, Los cuatro libros, prólogo,

Dünya halkları arasında bir evrensel cemaat (dar veya geniş olsun) geliştiği için, dünyanın herhangi bir yerinde hakların ihlal edilmesi her yerde hissedilir.
Immanuel Kant, To Perpetual Peace.

 

Bir sanat eseri, dinleyenin veya seyredenin eseri, saf bir biçimde estetik kılmak için deneylenen veya gerçek dünyanın içinden çekip çıkardığı bir performans içerisinde veya biçiminde gerçekleşir. Bu etkin soyutlama girişimi, sanatın yeni dünyasına girerken kişinin kendisini ve dünyayı unutma haline ulaşmasını gerektirir.
Lydia Goehr, “The Curse and Promise of the Absolutely

 Musical: Tristan und Isolde and Don Giovanni”

IPO Derecesi: -

Onur Öztemir İstanbul Kabataş Erkek Lisesi

Sinan Akyol Özel İstanbul,Saint Joseph Fransız Lisesi

2019

XXIII. TFO

 

 “Bizim dünyamıza damgasını vuran şey  hızıdır: tarihsel değişimin hızı, teknik değişimin hızı, aktarımın hızı, hatta insanların birbiriyle bağlantılar kurma hızı… Şeyler, imajlar ve ilişkiler böylesine çabuk dolaşıma girdiği içindir ki, bu tutarsızlığın kapsamını ölçecek zamanımız bile yoktur. Hız tutarsızlığın maskesidir.” A. Badiou, Sonsuz Düşünce
“Bana her şeyi açıklayan öğretilerin aynı zamanda beni zayıflatmalarının nedenini şimdi anlıyorum. Kendi yaşamımın ağırlığından kurtarıyorlar beni; oysa onu yalnız başıma taşımam gerek.” Camus, Sisifos Söyleni
Kriz, gelişmenin en temel kaynağıdır. Günümüzde bilimler ve felsefe çağa yayılan, tek tek yaşamaları doğrudan ya da dolaylı etkileyen bir krizin merkezinde bulunuyorlarsa, bu, yeni bir başlangıcın için için hazırlandığını düşündürmektedir.  (…) Böyle durumlarda insanlar bıkkınlıkla durup, kendilerini avutup oyalayacak ve zamanı sıkıntısız geçirecekleri kaçışlara girebilirler. Oysa bireye düşen, beklemekten öte bilgiye inançla bağlanıp uğraşmaktır. Yani tam da felsefe yapacak zamandayız. Atilla Erdemli, Mitostan Felsefeye
TFO Dereceleri

TFO Dereceleri:

Aslı Sara Bilgili (Altın) İstanbul, Özel Eyüboğlu Lisesi

Talia Tuana Yücel (Gümüş) , Kocaeli TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi

İrem Beyza Uralcan (Bronz) İstanbul, Hüseyin Ani Sözen Anadolu Lisesi

 

XXVII IPO

Roma-İTALYA

2019  İTALYA

 

“ “Polos- Demek sen, kötülük yapmaktansa, kötülük görmeyi yeğlersin, öyle mi? 
Sokrates – İkisini de istemem, ama bunlardan birini seçmek mi gerekti mi, kötülük yapmaktansa, kötülük görmek yeğdir.”

Çev. Melih Cevdet Anday, Platon, Gorgias, Diyaloglar’in içinde, Remzi Kitabevi, İstanbul, 4. Baskı, 1996, s. 72

 

“Kim ki eylemde eylemsizliği, eylemsizlikte eylemi görür, işte o bilge kişidir, ermiştir (yogi) ve her işin üstesinden gelmiştir. Giriştiği her işte arzunun tahakkümünden kurtulmuş olan, yapıp etmeleri bilgelik ateşiyle yanana bilge, irfan sahibi der. Yaptıklarının meyvelerini toplamayı bir kenara birikmiş, hiçbir şeye bağımlılığı olmadan daima hoşnut olan kişi, her an meşgul olsa da hiçbir şey yapmaz;”
Bhagavad-Gita [4.18-20], in S. Radhakrishnan & Charles A. More, 

A Sourcebook in Indian Philosophy,

Princeton (NJ): Princeton University Press, 1957, p. 117.

 

“Aklini işletmeden, sadece alışkanlıktan (teamüllerden.) ve gördüğünden yola çıkarak betimleme yapan bir ressam, karşısındaki şeyleri hiç tanımadan kendine yansıtan ayna gibidir.”
….. Leonardo da Vinci, Codex Atl.

 

…“Her okuma aynı zamanda, en başından beri zaten sanıldığı gibi olmayan ve sanıldığı gibi de olmayacak olan bir metnin yanlış okuması, tekrar okuması, kısmi okuması, dayatılmış okuması ve hayali okumasıdır.  Dünyanın daha en başından paramparça olması gibi, metin de çoktan birbiriyle çatışan pratik ve hayallerin ağına düşmüştür.”
 

Donna J. Haraway, Simians, Cyborgs, and Women: The Reinvention of Nature.

New York (NY), Routledge, 1991, p. 123-124.

 

IPO Dereceleri:

Mehmet Tüfek  İstanbul, Özel Amerikan Robert Lisesi   (Bronz Madalya)

Defne Hadiş: İstanbul Darüşşafaka Lisesi (Mansiyon)

 

2020

XIV TFO


1.     “Tanımlanabilir ve kavranabilir olmayan bir kavram için genel ahlâkı ölçü almak, her türden tiranlığa kapı aralamaktır.”

  Simone Weil, Kişi Ve Kutsal, çev. Murat Erşen,

İstanbul, Vakıfbank Kültür Yayınları, 2018, s. 19.

 

2.     “İnsan nasıl ırkçı olur, nasıl cinsiyetçi olur? Kimse annesinin karnından ırkçı doğmaz, doğuştan gelen bir yatkınlık yüzünden cinsiyetçi olmaz. İnsan ötekileştirmeyi görerek öğrenir, ona öyle talimat verildiği için değil.”

 Toni Morrison, Ötekilerin Kökeni, çev. Ceren Demirdöğdü,

İstanbul, Sel Yayıncılık, 2019, s. 21.

 

3.     “Felsefenin tek değilse de en tipik sorusu, ‘nedir?’ sorusudur. Bir şeyin ne olduğunu sorar felsefe. (…) Bir şeyin ne olduğu bilinmeden, onun hakkında sorulacak başka herhangi bir soruya bilgisel bir cevap verilemez. (…) Ne var ki bu ‘nedir?’ sorusu, sanıldığı gibi, durup dururken ezbere sorulacak bir soru değildir. (…) Karşı karşıya geldiğimiz bir problem olmadan tek başına sorulduğunda, bu tür  ‘nedir’li bir soruya birbirinden çok farklı cevapların verilmesi kaçınılmazdır.”

 

İoanna Kuçuradi, ‘Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Felsefe’

 Lise Öğrencileri Felsefe Sempozyumu Açılış Konuşması,

10 Şubat 2002, Antalya Kültür Merkezi

 

TFO Dereceleri:

Ahmet Mansur Tural (Altın) İstanbul Özel Sainté Pulchérie Fransız Lisesi

Barış Bahri Doğan (Gümüş) Denizli Aydem Fen Lisesi

Aybars Önder (Bronz) Ankara, Özel Arı Anadolu Lisesi

 

 

20 Şubat 2020 Nuran Direk tarafından de güncellenmiştir.

TFK Bülteni

Yayın Listesi

Türkiye Felsefe Kurumu Derneği Yayınları

Adres:AHMET RASİM SOKAK 8/2, ÇANKAYA 06550 ANKARA TURKEY , TURKEY Tel. : +90 312 440 74 08 Fax: +90 312 441 02 97 e-mail:turkiyefelsefekurumu@gmail.com