CUMHURİYET’İN 100. YILINA…
AYDINLANMALAR, DEMOKRASİ VE GÜNÜMÜZ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
-Var Olmadan Olmaya Doğru Yolculuk-
Tarihsel olarak bakıldığında birbirinden farklı üç aydınlanma döneminden ve anlayışından söz edilmesi mümkün görünür. Denilebilir ki aklın ilk ışığı ‘Güneşin doğduğu yer’ anlamına da gelen Anadolu’da, bugünkü Ege kıyılarında M. Ö. 6. yüzyılda kendini gösterdi. Var olanlara aklın ışığında bakma insanın kendi tarihinde gerçekleştirdiği belki de en büyük epistemik devrimdir. Birinci Aydınlanma olarak nitelenebilecek bu gelişmenin gerisindeki kavrayışı belirleyen ana düşünce, var olanları ‘iyi’, ‘güzel’, ‘anlaşılabilir/bilinebilir’ ve ‘ilkelere sahip olma’ bakımından ele almadır. Ne var ki, birinci Aydınlanmanın ışıkları, var olana ve hayata karşıt tutumun Hristiyan imparator Justinianus’un M.S. 529 yılında tüm felsefe okullarını kapatmasıyla söndürülmek istendi. “Varlığı ve hayatı kapatan” Ortaçağ anlayışı ancak Ockhamlı William’ın aklın özgürlüğünü olanaklı kılan anlayışıyla yeniden umutlanabildi, ki bu İkinci Aydınlanmanın başlangıcı olarak da kabul edilebilir. Önemli ölçüde ve esas olarak Birinci ve İkinci Aydınlanmanın ruhunu izleyen Rönesans ve 18. Yüzyıl Aydınlanması, hiç kuşkusuz ki birçok bakımdan çok önemli başarılara imza attı. Modern bilimin doğuşu, tekniğin gelişimi ve insan hakları konusundaki düşünceler yaşamı kökten değişikliklere uğrattı. Ancak bu çok önemli gelişmelerin yanısıra, insanın insana ve insanın doğaya tahakkümü ortadan kaldırılamadı. Cinsiyet eşitsizliği, sermayenin egemeliği ve sömürgecilik bir biçimde varlığını sürdürmeye devam etti. Dolayısıyla 21. Yüzyıl Aydınlanması, Üçüncü Aydınlanma olarak da tanımlayabileceğimiz yeni bir anlayışa ihtiyacımızın olduğu açık görünüyor. Bu “Aydınlanma” herşeyden önce belki de demokratik aklın veya başka bir ifadeyle aklın demokratikleştirilmesi sorumluluğu ile karşı karşıyadır. Akıl, demokratik akıl (epistemenin demokratikleştirilmesi) var olanlara hükmetmenin/tahakkümün olmadığı bir yaşama ilişkin yeni bir kavrayış ortaya koymanın umudu olma durumundadır.
İşte bu kitap böylesi bir kaygıdan ve sorumluluktan hareketle, hem evrensel olarak insanın dününü bugün üzerinden ele alan çalışmalara yer vermeyi ve hem de yeni bir aydınlanmanın olanaklarına yönelmeyi amaçlıyor. Bu bağlamda Atatürk Devrimleri’nin/Türk Aydınlanma Devrimi’nin de yüzyıllık var oluşunda karşılaştığı sorunları ve problemleri aşıp yeni bir ufka uzanmada nasıl bir yol izlemesi gerektiğini de ele almayı diliyor. Çünkü kavrayışı değiştirmeden içinde bulunulan durumları değiştirmek pek olası görünmüyor. M. Kemal Atatürk’ten esinlenerek söylenecek olursa “Kavrayış koşullardan önce gelir. İnsan makus talihini yenmek istiyorsa, önce kavrayışını değiştirmek zorundadır.”
Hoşgörülü olmayı da içeren anlamı ile Anadolu’ya (ana-tello) Üçüncü Aydınlanma’nın kökeni, kaynağı ve olanağı olarak yeniden bakmayı diliyoruz.
Sizleri bu çalışmaya ve çabaya katkıda bulunmaya davet ediyoruz…
Editörler: H. Nur Beyaz Erkızan- Mustafa Günay
Son yazı teslim tarihi: 15 Ocak, 2023.
Referans sistemi: Chicago 16
Yazıların gönderileceği e-mail adresi: aydinlanma2023@gmail.com
Sentez Yayınevi, 2023.
İÇİNDEKİLER (taslak)
1.BÖLÜM: AYDINLANMALARIN TARİHİ, NELİĞİ VE ELEŞTİREL YAKLAŞIMLAR
2. BÖLÜM: DEMOKRASİNİN TARİHİ, NELİĞİ VE GÜNÜMÜZ
3. BÖLÜM: 21.YÜZYIL/ÜÇÜNCÜ AYDINLANMA: DÜNYANIN VE TÜRKİYE’NİN UFKUNUN RENGİ ÜZERİNE